Önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek olan Yeni Ticaret Kanunu iş yaşamında
oldukça köklü değişikliklere neden olacak.
Bu değişiklikleri irdelediğimiz yazı dizimizin geçen
haftaki kısmında bağımsız denetçilik kavramı üzerinde yoğunlaşmıştık.
Bugünkü konumuz ise şirketleri en az bağımsız denetçilik kadar
ilgilendiren bir başka husus: "Şirkete Borçlanma Yasağı"
Yeni Ticaret Kanunu şirketin hukuki varlığı ile ortakların kişilikleri
arasına kalın bir perde çekmekte. Adeta şirket kasası ile ortaklarının
kasası veya cepleri tamamen ayrıştırılıyor.
Kapsama giren borçlar
Yeni Ticaret Kanunu'nun "Pay Sahiplerinin Şirkete Borçlanma Yasağı"
başlıklı 358. madde hükmüne göre; iştirak taahhüdünden doğan borç hariç,
pay sahipleri şirkete borçlanamayacak. Ancak; şirketle, şirketin
işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan
bir işlemden doğmuş olan ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara
tabi tutulan borçlar bu yasak kapsamında değerlendirilmeyecek.
Bu düzenleme ile şirketin nakit parasının ortakları tarafından
kullanılması engelleniyor. Şirketin kaynaklarını alternatif alanlarda
kullanmak yerine, şirket ortaklarına aktarmasının, yatırım
harcamalarının azalmasına yol açtığı düşüncesi ile bu düzenlemenin
yapıldığı anlaşılıyor.
Kanuna aykırı borçlanmalara uygulanacak yaptırım
Yeni TTK hükümlerinin 01/07/2012'de yürürlüğe girmesi öngörüldü.
Kanuna aykırı şekilde, anonim veya limited şirkete borçlu olan pay sahipleri ve ortaklar, borçlarını kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içinde, nakdi ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorunda.
Borcun kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için
kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara
başvurulması tasfiye sayılmayacak. Belirtilen süre içinde tasfiye
gerçekleşmemişse, Türk Ticaret Kanunu'nun 562. maddesinin beşinci
fıkrası hükmü gereğince yaptırım uygulanacak. Borcunu ödemeyen kişiye üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası uygulanacak. (Günlük adli para cezası en az 20 TL, en fazla 100
TL'dir.) Tasfiye süresinin geçmesinden sonra, şirketin alacaklıları,
alacakları için, şirkete borçlu olan pay sahibini takip edebilecek.
Pay sahiplerinin kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle mevcut olan
borçlarını kapatmak için, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
üç yıllık bir süre öngörülmüş. Ödemenin ise ancak nakdi ödeme kanalıyla
yapılabileceği açıkça hükme bağlanmış. Dolayısıyla, borcun kısmen veya
tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi
verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulması kabul
edilmeyecek.
Limited şirket ortaklarının durumu
Anılan borçlanma yasağı, kanunun 644. maddesinin (1-b) bendi hükmü
uyarınca ve 6103 Sayılı Yasa'da yer alan geçiş hükmü ile limited şirket
ortaklarını da kapsamakta.
Vergi kanunlarına göre durum
Düzenlemenin temel nedeni şirketlerin nakit varlıklarının pay sahipleri
tarafından kullanılmasını engellemek. Ancak vergi kanunlarında pay
sahiplerince şirketten yapılan borçlanmalara ilişkin düzenlemeler de yer
almakta. Şirketin atıl duran parasının ortak veya ilişkili kişiler
tarafından kullanılması halinde borç tutarı üzerinden ayrıca faizinin de
hesaplanması zorunlu. Vergi kanunlarının uygulanması durumunda pay
sahiplerinin şirketten borç para alması ve bir süre sonra faizi ile
birlikte geri ödemesi durumunda şirketin bir kaybı olmayacak. Kısaca
şirketin bankada mevduat faizi geliri elde ederek tutmuş olduğu parasını
aynı şartlarda ortağına vermesi arasında bir fark yok. Yeni Ticaret
Kanunu'nun da belli şartlar dahilinde pay sahiplerine bu imkanı
sağlaması gerekir!